Tanıma Babalık Hükmü ve İlgili Davaları

Hukuki anlamda nesebin (soy bağı) kurulması; çocuğun hem sosyal açıdan hem hukuki açıdan statüsünü değiştirir. Sosyal çevreden gelebilecek ön yargı sonucu, psikolojik gelişimine olumsuz etki yaparak sağlıklı bir birey olarak yetişmesine engel olacak ortamın önlenmesini sağlar. Bunun yanında hem çocuğun ana ve babasından, hem ana ve babanın çocukla ilgili olarak, hukukun kendilerine tanıdığı hakları talep edebilme yolunu açar.

Türk Medeni Kanun madde 282 fıkra 1: çocuk ile ana arasında soy bağı doğumla kurulur.

TMK madde 285/2: evlilik devam ederken veya evlilik sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.

TMK madde 292: evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur.

Çocuğun ana yönünden nesebi, doğumla kendiliğinden olur. Ancak baba yönünden nesebin kendiliğinden kurulması için, çocuğun evlilik birliği içerisinde ya da Evliliğin sona ermesinden itibaren 300 gün içerisinde doğmuş olması gerekir. Bunun dışında çocuğun babası ile olan nesep bağı; doğum, evlilik dışında meydana gelmekle beraber ana Baba’nın sonradan evlenmesi, Tanıma veya hakim kararı ile kurulur. Evlat edinme ile nesep bağı hem anne hem baba açısından kurulur.

Tanıma

Nesebi düzgün olmayan bir çocuğun babasının belirlenmesine ilişkin bir olaydır. Babanın tanımayla ilgili gerçekleşen ikrarı babalık bildirgesi olarak kabul edilir. Tanıyan baba, tanıma işlemiyle çocuğun babası olduğunu , döllenmeyle kendisinin yaptığını ikrar eder.

TMK m. 298: tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.

Başka bir erkekle soy bağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.

Çocuğun bağlı bulunduğu nüfus müdürlüğü bu tanımayı çocuğa, anasına veya çocuk vesayet altındaysa vesayet makamına tebliğ edilir.

Tanımanın nüfus kaydına geçirilmesi isteminin reddi:

Tanınmak istenen çocuğun bir başka erkeğin nesebinde olması durumunda, tanımaya ait evrakın nüfus kaydına yazılması mümkün değildir. Bu tür istekler reddedilir.

Tanımanın iptali davası:

Tanımanın iptali davasında idea; tanıyanın baba olmadığıdır. Bu davayı tanıyan kişi açabileceği gibi tanınanın annesi, tanınan çocuk, çocuğun kayyumu veya vasisi, çocuk ölmüş ise mirasçıları da açabilir. Cumhuriyet savcısı da kamu düzeni yönünden tanımanın yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile tanımanın iptali davası açabilir.

TMK m. 297 : Tanıyan yanılma, aldatma veya korkutma sebebi ile tanımanın iptalini dava edebilir. Bu durumda iptal davası anaya ve çocuğa karşı açılabilir.

Tanıyan babanın tanımanın iptali davası açabilmesi için, öncelikle gerçekte babası olmaması gerekmektedir. Tanımayı yanılarak, aldatılarak veya korkutulmuş olması sebebi ile yapmış olduğunu ileri sürmelidir. Bu durumda tanıyan, her halükarda baba olmadığını ispat etmek durumundadır. TMK m.299: Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.

Dava her türlü delil ile ispatlana bilir. Ana, çocuk, çocuğun ölümü halinde alt soy tarafından açılan tanımanın iptali davasında ispat yükü ancak: tanıyan babanın, gebe kalma döneminde doğuran anne ile cinsel ilişkiye girdiğini ispatlaması durumunda kendilerine geçer. Yani; tanıyan baba riskli dönemde anne ile ilişkiye girdiğini ispatlayamazsa, tanımanın iptali isteminde bulunan anne veya çocuğun herhangi bir şey ispatlamasına gerek kalmayacaktır.

TMK m.300: Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebini öğrendiği veya korkunun ektisini ortadan kalktığı tarihten başlayarak 1 yıl ve herhalde tanımanın üzerinden 5 yıl geçmekle düşer.

Tanımanın iptali davasında dava açma süresi hak düşürücü süre olarak görülmüştür. Bu sürelerin geçirilmesi durumunda dava açma hakkı düşer. Bu sürelerin kaçırılmasında haklı bir neden olması durumunda, haklı nedenin ortadan kalktığı günden itibaren 1 ay içerisinde dava açılabilir.

Tanımanın iptali kararının sonucu:

Tanıyanın, çocuğun babası olmadığı sonucuna varılır nüfus idaresi çocuğun ve tanıyanın nüfus kayıtlarından tanıma ile ilgili kayıtları siler.

Babalık Hükmü

Baba ile çocuk arasındaki soy bağının mahkeme tarafından verilecek bir hükümle kurulmasına babalık hükmü denir. Bu hükmü konu alan davalara ise babalık davaları denir. Eğer baba çocuğu tanıma yoluna gitmezse, anne ya da çocuk mahkemeye başvurarak babaya çocuğu zorla tanıttırabilir. Babalık davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Babalık davasında yetkili mahkeme ise çocuğun doğduğu zaman ya da dava açıldığı zaman taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Bu davada idea davalının çocuğun babası olduğudur. Babalık davası çocuğun doğumundan sonra açılacağı gibi doğumundan öncede açılabilir. Anne, babalık davasını en geç çocuğun doğumundan itibaren 1 yıl içerisinde açmalıdır. Çocuğun dava açma hakkı, 18 yaşını doldurmasından itibaren 1 yıl geçmekle düşer.

Bir başkası ile soy bağı ilişkisi bulunan çocuğun tanınmayacağına ilişkin kural, babalık davasında da dava açma hakkı açısından da uygulanmaktadır. Babalık davasının açılaması için öncelikle diğer baba ile soy bağı ilişkisinin sona erdirilmesi gerekir.

Anne ve çocuğun dava açma hakkına ilişkin olan 1 yıllık süreler hak düşürücü süre olarak ön görülmüştür.

Babalık davası sonuçlanır ve haklı bulunursa, babalığa hüküm ile birlikte, çocuğun velayetinin kime verileceği, bakım ve gözetim masrafları için alınacak nafaka veya tazminat miktarı da tayin ve taktir edilecektir. Babalığa hükmedilmesi ile baba ile çocuk arasında soy bağı ilişkisi kurulmuş olur. Babalık davası ile birlikte anne, tazminat talep etmişse TMK m. 304 gereğince tazminata hükmedilir.