Kentsel Dönüşüm

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun

Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.

5366 Sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun

Bu Yönetmeliğin amacı  yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabii afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması ile ilgili esas ve usulleri düzenlemektir.

Bu Yönetmelik, il özel idareleri ve belediyelerce oluşturulacak olan yenileme alanlarının tespitine, teknik alt yapı ve yapısal standartlarının belirlenmesine, projelerinin oluşturulmasına, uygulama, örgütlenme, yönetim, denetim, katılım ve kullanımına ilişkin usul ve esasları kapsar.

Kentsel dönüşümün amacı; kentin estetik görünüşünü sağlamak, kentlerin sosyal ve kültürel gelişmesini ve korunmasını sağlamak, ekonomik kalkınmanın artması gibi amaçlara sahiptir.

  • Canlandırma
  • Sağlıklaştırma
  • Soylulaştırma
  • Kentsel koruma

Birinci dünya savaşı’ndan sonra zengin-fakir ayrımı iyice belirginleşmeye başladı ve bu ayrımlaşma sonucunda zenginler genellikle şehrin merkezlerinde daha sağlıklı yerlerde yaşarken fakir kesim ise şehrin çeperlerine doğru itilerek sağlıksız bölgelerde yaşamaya başlamıştır. 1950’lerden itibaren sanayinin ve iş imkanlarının artış göstermesiyle birlikte köylerden kentlere göçler başlamıştır. Bu göçler neticesinde şehir içerisinde sağlıksız ve çarpık yapılar ortaya çıkıyor. Ancak bu yapılar kentsel dönüşüm kapsamına girmiyor. bu sebeple ve siyasal nedenlerle bu gecekondu tarzı yapılar hukuki olarak kabul ediliyor, elektrik, su ve yol gibi hizmetlerden yararlanılmaya başlanıyor. Bu şekilde bir yapılaşma kentsel dönüşüm adına pek bir ilerleme olmamasına yol açıyor. Günümüzde 2012 yılında çıkan ”kentsel dönüşüm” programıyla afet riski yüksek bölgelerde ”KENTSEL DÖNÜŞÜM” uygulanmasına başlanmıştır.

(6306)Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun, (5393)belediye kanununa göre daha spesifik düzenlemeler içerdiği için Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanunu uygulayacağız. İki kanunda da aynı ifadeler yer almasına karşın belli farklılıklar vardır bunlar;

6306 sayılı kanuna göre ”kentsel dönüşüm” uygulamasını yapma yetkisi: Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmiştir.                                                                                                                                              5393 sayılı kanunda ise bu yetki: Belediyelere verilmiştir.

Burada iki kanun arasında yetki çatışması olsa da 6306 sayılı kanun Belediyelerin yetkisini kaldırmamış kabul edilmektedir.

3194 sayılı İMAR KANUNU/755 sayılı GECEKONDU KANUNU

Bu iki kanunda yararlanacağımız kanunlar arasında yer almaktadır. Eğer 3194 sayılı İmar Kanunumuz uygulanmış olsaydı çarpık kentleşme zaten olmayacaktı.

Planlama ve Şehircilik İlkeleri

En başta her idari işlemde olduğu gibi burada da KAMU YARARI ilkesini göz önünde tutacağız.

Hukuk devleti ilkesi: planlar yapılırken ve uygulanırken her şeyden önce başta anayasaya sonrada diğer ilgili kanunlara uygun hareket edilmelidir.

Aleniyet: uyulması zorunlu mevzuatın ve uygulanacak yöntemlerin herkes tarafından bilinmesi gerekir.

Üst derecedeki düzenlemeye bağlılık: her zaman alt dereceli planlar üst dereceli planlara uygun olmalıdır.

Elastikiyet(esneklik): imar planlarının değişik şartlar da göz önünde bulundurularak yapılması gerekir.

Bilimsellik: planlar yapılırken ve uygulanırken her türlü bilimsel veriden yararlanılarak yapılmalıdır.

Katılım: halk da planlar yapılırken aktif bir şekilde katılmasalar bile düşüncelerinin alınarak hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir. Halk iki şekilde katılır;

  • İmar planlarının kararlaştırma sürecine katılım -imar planlarının uygulama sürecine katılım.

Bir anket yapılarak veya halk direkt olarak katılabilir.

5393 sayılı Belediye kanunu ve 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanunlarının olması planlamanın tekliği ilkesine aykırı bir durum oluşturmaktadır.

Hizmette halka yakınlık ilkesinde, halka en yakın kurumun bunu yürütmesini savunmakta yani bu nedenler yürütmenin tamamen Belediyeye verilmesi görüşündedir.

Diğer görüşe göre ise de, afet riski tüm ülkeyi ilgilendirdiği için bu yetkinin merkezi bir idare tarafından yapılması gerektiğini yani tümüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesini savunmaktadır.

5393 sayılı ve 6303 sayılı kanunlar ”kentsel dönüşüm” konusunda idareye geniş bir takdir yetkisi vermektedir. Bu arada da idarenin takdir yetkisinin sınırını;

  • Kamu yararı-Şehircilik ilkeleri-Hizmet gerekleri-Yasada öngörülen amacın gerçekleşmesi-Eşitlik ilkesi

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanuna göre ”riskli alan”Doktrin, ekonomik ömrünü tamamlamış yapı kavramını tartışmalıdır.

Kentsel dönüşüm faaliyetleri ne tür faaliyetlerdir?

Yapıların güvenlik açısından risk oluşturan ve estetik düzen maksadıyla yenilenmesini öngören İDARENİN KOLLUK faaliyetidir.

Kamusal alanların düzeltilmesi, iyileştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi bir kamu hizmeti faaliyetidir. İdare bu işleri yürütürken hiçbir şekilde mazeret öne süremez.